Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Avrupalı emperyalist güçlere karşı yapılan Türk İstiklal Savaşı 1919'dan 1923'e kadar devam etti.
- Turkish war of independence against Eurpean imperialist powers had lasted from 1919 to 1923.
Japonya Asya'da daha güçlü hale geliyordu.
- Japan was becoming more powerful in Asia.
Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır.
- In critical moments even the very powerful have need of the weakest.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
İşte bir atom enerji santrali.
- Here is an atomic power plant.
Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
- Nuclear power is used to generate electricity.
Kuvvetlerin ayrılığı teorisi onun Kanunların Ruhu adlı kitabında Montesquieu'ya atfedilmiştir.
- The theory of the separation of powers is attributed to Montesquieu in his book The Spirit of the Laws.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- The third power of 3 is 27.
Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez.
- The ruling class will not surrender its power.
Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
- During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
Koministler 1949 yılında Çin'de iktidara geldi.
- Communists took power in China in 1949.
İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.
- The party in power is corrupt, but the opposition is little better.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Üç'ün üçüncü dereceden kuvveti 27'dir.
- The third power of 3 is 27.
O senden daha kuvvetli.
- She's more powerful than you.
Şimdi elektrik kesintisi olursa ne olur?
- What will happen if there's power failure now?
Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
- The river furnishes electric power to the town.
Adam güç kazanmak için çok para kullandı.
- The man used much money to gain power.
Japonya'nın ordusu çok güçlüydü.
- Japan's army was very powerful.
Hükümette bazı güçlü insanlar tanıyorum.
- I know some powerful people in the government.
Dünyada en güçlü hüküm nedir?
- What is the most powerful sentence in the world?
Hukukun üstün gücüne inanıyordu.
- He believed in the supreme power of the law.
1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.
- He swept to power in 1929.
Her geri dönüşümlü alüminyum bir TV'yi üç saat çalıştırmak için gerekli enerjiyi kazandırabilir.
- Every recycled aluminium can saves enough energy to power a TV for three hours.
O çiçeğin keskin bir kokusu var.
- That flower has a powerful smell.
Yer domuzunun güçlü bacakları ve keskin pençeleri var böylece yüksek hızda toprağa tünel kazabilir.
- The aardvark has powerful limbs and sharp claws so it can burrow into earth at high speed.
In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.
Past and future obviously have no reality of their own. Just as the moon has no light of its own, but can only reflect the light of the sun, so are past and future only pale reflections of the light, power, and reality of the eternal present.
We need a microscope with higher power.
This CD player is powered by batteries.
After the pylons collapsed, this town was without power for a few days.