Tom likes to photograph landscapes; Mary prefers portraits.
- Tom manzara fotoğrafları çekmeyi seviyor; Mary portreleri seviyor.
I'm looking for a school where I can paint portraits.
- Portreleri çizebileceğim bir okul arıyorum.
There is a portrait of Bob on the wall.
- Duvarda Bob'un bir portresi var.
This is a portrait of my late father.
- Bu, rahmetli babamın bir portresi.