There is a portrait of Bob on the wall.
- Duvarda Bob'un bir portresi var.
I am pleased with this vivid portrait in particular.
- Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
I'm looking for a school where I can paint portraits.
- Portreleri çizebileceğim bir okul arıyorum.
He was an artist who earned a living by painting royal portraits.
- O, kraliyet portrelerini yaparak geçimini sağlayan bir sanatçıydı.