Sağlıklı bir kişi kötü muayene edilmiş hasta bir kişidir.
- A healthy person is a poorly examined sick person.
Yağlama sistemi kötü dizayn edilmişti.
- The lubrication system was poorly designed.
Tom testte kötü şekilde yaptı.
- Tom did poorly on the test.
Tom'un yetersiz uyuması şaşılacak bir şey değil; o, günde on iki fincana kadar kahve içer.
- It's no wonder Tom's sleeping poorly; he drinks up to twelve cups of coffee a day.
Tom yetersiz eğitimliydi.
- Tom is poorly educated.
Onun görme kabiliyeti kötü.
- He has poor eyesight.
Pirinç hasatı bu yıl kötü.
- The rice crop is poor this year.
Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.
- I prefer being poor to being rich.
Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
- Poor is not the one who has too little, but the one who wants too much.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
O, yoksullara yardım eli uzattı.
- He held out a helping hand to the poor.
Şu zavallı kadın engelli.
- That poor lady is disabled.
Zavallı Tom'un her yerinde.
- It's all over with poor Tom.
Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
- For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
Korkarım benim derinlik algım çok zayıf.
- I'm afraid my depth perception is very poor.
Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
- Poor sight is a handicap to an athlete.
Yoksul İrlandalı şimdi yapayalnız bırakıldı ve diğerlerinin nereye gittiğini bilmiyordu, bu yüzden, o sadece çok üzgün ve sefil bir şekilde olduğu yerde kaldı.
- The poor Irishman was now left all alone, and did not know where the others had gone to, so he just stayed where he was, very sad and miserable.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.
- A poor rice harvest will get us into real trouble.
Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
- The poor educational policy is a detriment to Japan.
Konuşması çok yetersizdi.
- His speech was very poor.
Muhtemelen uyuşturucu kullanıyorsunuz. Bu sizi daha sağlıksız yapar.
- You probably smoke drugs. It makes you poorer.
Yoksul bir adamın oğlu olan Dan, bir üniversite eğitiminin hayalini kuruyordu.
- Dan, the son of a poor man, dreamed of a university education.
We were so poor that we couldn't afford shoes.
I received a poor reward for all my hard work.
Cow's milk is poor in iron.
That was a poor performance.
Oh you poor little thing.
The poor are always with us.
... they were eating poorly. ...