Affedersiniz, ama o benim raketim.
- Pardon me, but that is my racket.
Affedersiniz, burası hangi yerdir.
- Pardon me, what place is this?
Geç kaldığım için bağışlayın.
- Pardon me for coming late.
Afedersiniz, hala orada olduğunuzu bilmiyordum.
- Pardon me, I didn't know you were still there.
Afedersiniz, bu alanda bir ATM var mı?
- Pardon me, is there an ATM in this area?
Pardon me, I didn't hear you.