poli̇ti̇ka

listen to the pronunciation of poli̇ti̇ka
Турецкий язык - Английский Язык

Определение poli̇ti̇ka в Турецкий язык Английский Язык словарь

politika
(Hukuk) policy

Adopting the new policy was the best thing this company ever did. - Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.

America once favored a policy of isolationism. - Amerika bir zamanlar soyutlanma politikasını tercih etti.

politika
politics

We would often sit up all night discussing politics. - Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.

He has no interest in politics. - Onun politikaya ilgisi yok.

politika
political line, political conduct, political policy
politika
behavior resembling that of a crafty politician, politicness, expediency
politika
politics; policy
politika belirleyici
policy making
politika bilimi
political sciences
politika danışmanı
(Askeri) political advisor
politika değerlendirme ziyareti
(Askeri) policy assessment visit
politika dışına çıkarmak
depoliticize
politika gütmek
to follow (a certain) political line, pursue (a certain) political policy
politika ile ilgilenmek
politicize
politika ile ilgisini kesmek
depoliticize
politika ile ilgisiz
unpolitical
politika koordinasyon komitesi; ana kontrol merkezi
(Askeri) policy coordinating committee; primary control center
politika tabanlı yönlendirme
policy based routing
politika yazarı
publicist
milli politika
(Askeri) national policy
politika
polity
toplumsal politika
social policy
dış politika
Foreign policy
Harekat, Plan ve Politika Merkezi
(Askeri) Center for Operations, Plans, and Policy
Savunma Bakanlığı Politika Müsteşarlığı
(Askeri) (P) Office of the Under Secretary of Defense (Policy)
Ulusal Güvenlik Konseyi Politika Koordinasyon Komitesi
(Askeri) National Security Council Policy Coordinating Committee
barışçı politika
pacifism

Pacifism is an untenable ideology. - Barışçı politika savunulamaz bir ideolojidir.

bölgesel politika kriterleri
(Hukuk) regional policy criteria
bölücü politika yanlısı kimse
little Englander
din ve politika
religion and politics
dış politika amaçları
(Hukuk) objectives of foreign policy
dış politika danışmanı
(Askeri) foreign policy advisor
dış politika ile ilgili
diplomatic
dış politika stratejileri
(Hukuk) strategies of foreign policy
ekonomik politika
economic policy
etkin bölgesel politika
(Hukuk) effective regional policy
görsel-işitsel politika
(Hukuk) audio-visual policy
hileli politika
fraudulent policy
iktisadi politika
political economy
iç politika
domestic policy
kamu yararını gözeten politika
public policy
kilise destekli politika
parish pump politics
kötü politika
impolicy
nükleer silahların görevlendirilmesine yönelik politika yönergesi
(Askeri) policy guidance for the employment of nuclear weapons
ortak dış politika
(Hukuk) common foreign policy
performans ölçümü; politika muhtırası
(Askeri) measure of performance; memorandum of policy
politika
expedient
sosyal politika
(Hukuk) social policy
sosyo-ekonomik politika
(Ticaret) socio-economic policy
televizyon ve politika
television and politics
uluslar arası politika
(Hukuk) international policy
umumi politika
(Politika, Siyaset) general policy
yayılmacı politika
(Hukuk) expansionist policy
ılımlı bir politika izleyen
middle-of-the-road
ılımlı dış politika
(Hukuk) moderate foreign policy
ılımlı politika yanlısı
middle-of-the-road
Турецкий язык - Турецкий язык
(Hukuk) Siyaset; devlet işlerini yürütme ve yönetme; bir amaca varmak için izlenen yöntem
(Osmanlı Dönemi) İtl. Memleket işlerini idare için tutulan ölçülü yol. Siyaset
politika
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa: "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır."- Anayasa
politika
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa
politika
Yöntem: "Bir mirasyedi politikasıyla, birikmiş altını, el sürülmedik kaynaklarını har vurup harman savurdular."- N. Cumalı
politika
Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşamak, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanmak gibi yollarla işini yürütme: "Bana karşı kullandığı tehdit ve şantaj politikası güverte halkınca malumdu."- Y. K. Karaosmanoğlu
politika
Yöntem
politika yapmak
Politika yoluyla bir işi çözümlemek istemek
dış politika
Bir devletin sınırları ötesindeki devletlere uyguladığı siyaset
iç politika
Bir devletin kendi sınırları içinde kamu işlerinin örgütlenmesine ve yönetime ilişkin uyguladığı siyaset
poli̇ti̇ka
Избранное