He didn't engage in petty polemics.
- Ucuz polemik yapmadı.
He didn't engage in petty polemics.
- Ucuz polemik yapmadı.
My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read.
- Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.