Sami, Leyla'yı onu antifrizle zehirleyerek öldürdü.
- Sami killed Layla by poisoning her with antifreeze.
Zehirlenmekten şüphe ediyoruz.
- We suspect poisoning.
Tom bir zamanlar ucuz bir restoranda yemek yedi ve gıda zehirlenmesi oldu, bu yüzden artık nerede yemek yediği hakkında çok dikkatli.
- Tom once ate at an cheap restaurant and got food poisoning, so now he is very careful about where he eats.
Sami, Leyla'yı zehirliyordu.
- Sami was poisoning Layla.
Tom'u zehirlemek için birçok girişim vardı.
- There have been many attempts to poison Tom.
Bazı yılanlar zehirlidir.
- Some snakes are poisonous.
Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.
- The tip of the spear was dipped in a deadly poison.
Sıcak hava devam edecek, bu nedenle gıda zehirlenmesine karşı dikkatli olun.
- Hot weather will continue, so please watch out for food poisoning.
Tom bir zamanlar ucuz bir restoranda yemek yedi ve gıda zehirlenmesi oldu, bu yüzden artık nerede yemek yediği hakkında çok dikkatli.
- Tom once ate at an cheap restaurant and got food poisoning, so now he is very careful about where he eats.
Çocuklar kurşun zehirlenmesi için daha fazla risk altındadır.
- Children are more at risk for lead poisoning.
Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.
- Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.
Sami zehirli kapsülleri Leyla'nın içkisine boşalttı.
- Sami emptied the poisonous capsules into Layla's drink.
Tom, Mary'nin içkisine zehir koydu.
- Tom put poison in Mary's drink.
O yediği kirpi balığından zehirlendi.
- He was poisoned by the globefish he ate.
Tom'un Mary'yi zehirlemesinin mümkün olduğuna inanıyoruz.
- We believe it was possible that Tom poisoned Mary.
We used a poison to kill the weeds.
The assassin poisoned the king.
Gossip is a malicious poison.
That factory is poisoning the river.
She's poisoned him against all his old friends.
He poisoned the mood in the room with his non-stop criticism.
Some snakes are venomous.
- Some snakes are poisonous.