plural form of thing

listen to the pronunciation of plural form of thing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение plural form of thing в Английский Язык Турецкий язык словарь

things
{i} eşyalar

Dolapta Tom'un eşyalarının bulunduğu bir kutu buldum. - I found a box of Tom's things in the closet.

Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın. - Please leave my things as they are.

things
{i} işler

Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu. - So far as he was concerned, things were going well.

Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş. - I know Andrina doesn't take things seriously, but she is a wonderful friend.

things
{i} palto
things
{i} giysiler

Büyük annem giysiler örmeyi seviyor. - My grandmother likes to weave things.

things
olaylar

Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz. - We see things differently, according to whether we are rich or poor.

Tom olaylar hakkında biraz daha olumlu olmayı öğrense, büyük olasılıkla insanlar ondan biraz daha hoşlanır. - If Tom would learn to be a little more positive about things, people would probably like him a bit more.

things
{i} şapka
things
ortalık

Ortalık vahşileşmek üzere. - Things are about to get wild.

things
koşullar

Koşullar hızla değişiyor. - Things are changing fast.

Koşullar değişmek üzere. - Things are about to change.

things
ilişkiler

İlişkiler çirkinleşiyor. - Things are getting ugly.

İlişkiler daha kötü oluyorlar. - Things are getting worse.

things
gidişat

Tom gittikten sonra buralarda gidişat aynı olmayacak. - Things won't be the same around here after Tom leaves.

Gidişat çok hızlı değişir. - Things change too quickly.

things
eşya hukuku
things
vaziyet

Umarım vaziyet çok değişmez. - I hope things don't change too much.

things
durum

Diğer şeyler arasında hava durumunu konuştuk. - Among other things, we talked about the weather.

Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri. - We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.

things
eşya

Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al. - Take things a little more seriously.

Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın. - Please leave my things as they are.

things
şeyler

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var. - I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk. - We talked about various things.

things
iş/malzeme/şey
Английский Язык - Английский Язык
things
plural of thing
things
plural form of thing

    Расстановка переносов

    plu·ral form of thing

    Турецкое произношение

    plûrıl fôrm ıv thîng

    Произношение

    /ˈplo͝orəl ˈfôrm əv ˈᴛʜəɴɢ/ /ˈplʊrəl ˈfɔːrm əv ˈθɪŋ/
Избранное