Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- Listening to music is lots of fun.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
- Tom gave us lots to eat.
Onlardan bir sürü şey vardı.
- There were lots of them.
They purchased all of the adjacent lots.