Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
- He had plenty of money for his trip.
Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.
- You have plenty of time to catch the train.
O, muhtemelen pek çok.
- That's probably plenty.
Pek çok çocuğun seninle dışarı çıkmak istediğini biliyorum.
- I know that plenty of guys want to go out with you.
Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
- This typewriter has seen plenty of use.
Salonda çok fazla misafir vardı.
- There were plenty of guests in the hall.
Çok fazla zamanımız var.
- We have plenty of time.