pleite

listen to the pronunciation of pleite
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'playtı} e iflas; başarısızlık fiyasko
[die] iflas, batkınlık; başarısızlık, fiyasko
(1) {'playtı} züğürt
züğürt
Pleite machen
iflas etmek, batmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение pleite в Английский Язык Турецкий язык словарь

bankruptcy
iflas

Bu koşullar altında, iflas kaçınılmazdır. - Under the circumstances, bankruptcy is inevitable.

Babamın şirketi iflasın eşiğindedir. - My father's company is on the verge of bankruptcy.

broke
parasız

Tom ve Mary beş parasız. - Tom and Mary are broke.

Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı. - The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke.

broke
{s} züğürt

Züğürt olmasam onu alırdım. - If I weren't broke, I'd buy it.

Tom ayın sonuna kadar her zaman züğürt. - Tom is always broke by the end of the month.

broke
{s} meteliksiz

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom said Mary was broke.

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom says Mary is broke.

broke
{f} kır

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı. - Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.

Bu pencere kim tarafından kırıldı? - By whom was this window broken?

broke
eli boş
bankruptcy
batkı
bankruptcy
{i} yenilgi
bankruptcy
{i} mahvolma
bankruptcy
{i} batış
bankruptcy
{i} başarısızlık
bankruptcy
(Kanun) acz hali
bankruptcy
fraudulent bankruptcy hileli iflas
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
Немецкий Язык - Английский Язык