Zevklerimden biri TV izlemektir.
- One of my pleasures is watching TV.
Yemek hayatın harika zevklerinden biridir.
- Eating is one of life's great pleasures.
Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.
- To swim in the ocean is my greatest pleasure.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
- Few things give us as much pleasure as music.
Frank keyifle akşamki randevuyu bekliyordu.
- Frank was waiting with pleasure for the date in the evening.
Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.
- You will derive great pleasure from this book.
Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
- I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.
- Maria's eyes lightened with pleasure.
Bir eğlence teknesi var gibi görünüyor.
- It looks like there's a pleasure boat.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
- Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
The puppy was a pleasure.
What is your pleasure, coffee or tea?.
Johnny pleasured Jackie orally last night.
at Congress's pleasure: whenever or as long as Congress desires.