Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
- My immediate boss is tough to please.
Kapıyı kapatın, lütfen.
- Close the door, please.
Lütfen çok hızlı konuşma.
- Please don't speak so fast.
Onu mutlu etmek oldukça zordur.
- He is rather hard to please.
Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
- Please don't smoke cigarettes no matter what.
Bu herkes için memnuniyet verici olmalı.
- That should be pleasing to anyone.
Erkek kardeşim sınav sonucundan çok memnundu.
- My brother was very pleased with the examination result.
Babamın bana verdiği bu saatten memnunum.
- I am pleased with this watch my father gave me.
Seni memnun ettim, değil mi?
- I pleased you, right?
Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti.
- The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
Tom çok keyifli olacak.
- Tom will be so pleased.
Tom keyifli görünmüyordu.
- Tom didn't look pleased.
Ben senin hoşnut olmandan memnunum.
- I'm glad you're pleased.
Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.
- I thought you'd be pleased.
Davranışından memnun olmaktan uzağım.
- I am far from pleased with your behavior.
Bu senin için hoş mu?
- Is it pleasing to you?
Hoşa gitme sanatı, aldatma sanatıdır.
- The art of pleasing is the art of deception.
Her presentation pleased the executives.
May I help you? —Please.
Oh, please, do we have to hear that again?.
Just do as you please.
Could you tell me the time, please?.
Please? Pretty please? Pretty please with sugar on top?!.
I think fast, I talk fast and I need you guys to act fast if you wanna get out of this. So, pretty please... with sugar on top. Clean the fucking car., said by The Wolf.
... please come to the web components in action session ...
... please visit the session this afternoon at 1:15 or visit accessories.Android.com. ...