Tom hoş bir şekilde şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed pleasantly surprised.
Onun tarafından hoş bir şekilde şaşırdım.
- I'm pleasantly surprised by that.
Dün gece güzel bir rüya gördüm.
- I had a pleasant dream last night.
Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
- It was a pleasant day, but there were few people in the park.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
Platoda yürüyüş yapmak zevklidir.
- It's pleasant to take a walk on the plateau.
Kırsalda gezmeyi zevkli buldum.
- I found it pleasant walking in the country.
Mike'ın Yumi ile konuşması keyifliydi.
- It was pleasant for Mike to talk to Yumi.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.
... although impressive in southeast amongst interior remains pleasantly simple ...