Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.
- Please go to the playground to play.
Yağmur, çocukların okul bahçesinde beyzbol oynamalarına engel oldu.
- The rain prevented the boys from playing baseball on the playground.
Eğer bazı yeni oyun alanı ekipmanı alabilirsek güzel olur.
- It would be nice if we could get some new playground equipment.
Otobüs bileti, çanta, çocuk oyun alanı bileşik isimlere örnektir.
- Bus ticket, handbag, and children's playground are examples of compound nouns.
The exclusive tropical island was a millionaire's playground.
The city park playgrounds offer various slides, tubes and swings.