I believe we have a staff meeting scheduled for 2:30.
- 2.30'da planlanan bir personel toplantımız olduğuna inanıyorum.
The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
- Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
- Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
What time is your plane scheduled to take off?
- Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır?
Tom asked Mary whether she planned to swim or not.
- Tom Mary'ye yüzmeyi planlayıp planlamadığını sordu.
It seems that Tom had planned to give Mary the loan she had been looking for.
- Tom Mary'nin aradığı krediyi vermeyi planlamış görünüyor.
He works in the planning section.
- O, planlama bölümünde çalışıyor.
You must accommodate your plans to mine.
- Sen planlarını benimkine uydurmalısın.
He intended to have visited Naples last year.
- O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
Tom intended to tell Mary everything.
- Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
He works in the planning section.
- O, planlama bölümünde çalışıyor.
Tom said that he thought Mary knew what time John was planning to start cooking.
- Tom, John'un ne zaman aşçılığa başlamayı planladığını Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.