Ben merhametini istemiyorum.
- I don't want your pity.
Ben çocuk için merhamet hissettim.
- I felt pity for the boy.
Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
- It is a pity that the singer died so young.
Ne yazık ki gelemezsin.
- It's a pity you can't come.
Böylesine bir aptal için hiç acımam yok.
- I don't have any pity for such a fool.
Katlandıkları şey için sadece acıma hissedebilirim.
- I could only feel pity for what they were enduring.
Acıklı görüntü bizi gözyaşlarına boğdu.
- The pitiful sight moved us to tears.
Straightway, he now goes on to make a full confession; whereupon the mariners became more and more appalled, but still are pitiful.
'Tis Pity She's a Whore — title of novel by John Ford.