pişirmeye

listen to the pronunciation of pişirmeye
Турецкий язык - Английский Язык
to bake
pişir
{f} stewing
pişir
{f} cook

My mother is busy cooking dinner. - Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.

Mother is busy cooking the dinner. - Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.

pişir
{f} cooking

Mother is busy cooking the dinner. - Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.

This style of cooking is peculiar to China. - Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.

pişir
{f} stewed
pişir
bake

Tom admitted that he didn't eat the cake that his girlfriend had baked for him. - Tom onun kız arkadaşının onun için pişirdiği pastayı yemediğini itiraf etti.

Mary baked three dozen cookies for Tom's party. - Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.

pişir
cooked

The two boys cooked their meal between them. - İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.

Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself. - Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

pişirmeye
Избранное