Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Fotoğrafta elimi tutuyorsun.
- You're holding my hand in the photo.
Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.
- They showed me a lot of beautiful photos.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
- All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
Görevim belgeleri fotoğraflamak.
- My mission is to photograph the documents.
Fotoğrafçılık ışık ile yazı yazmaktır.
- Photography is writing with light.
Fotoğrafçılık, şimdi sanatın yeni bir formu olarak kabul edilmektedir.
- Photography is now considered a new form of art.
Kız torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir.
- My granddaughter is skilled at photography.
Resimlerinden birine yorum yapabilir miyim?
- Can I comment on one of your photos?
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
- Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Bugün Tom ile fotoğraf çekimi yapıyorum.
- I'm doing a photo shoot with Tom today.
Fotoğraf çekimi eğlencelidir.
- The photo shoot was fun.
Take a photo of the car.
A photograph cannot explain the reasons.
- A photograph can't explain the reasons.
Who is the photographer?
- Who's the photographer?
... And with the camera up on my Android phone, I took a photo ...
... to see a huge photo of me. ...