O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
- She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
O, mükemmel reflekslere sahip.
- He has excellent reflexes.
Bu çok iyi bir restoran ve mükemmel bir çevresi de var.
- This is a very good restaurant, and with an excellent environment, as well.
Tom'un sağlığı çok iyi.
- Tom is in excellent health.
Kusursuz bir plan gibi görünüyor.
- It does seem like an excellent plan.
The song has a phat bass line.