Tom'un farklı bir perspektifi var.
- Tom has a different perspective.
Neden senin perspektifin çok değişti?
- Why has your perspective changed so much?
Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
- I share his political perspective.
Soruna başka bir bakış açısından yaklaşmaya karar verdim.
- I've decided to approach the problem from another perspective.
Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
- You need to get a new perspective.
Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.
- We should consider the problem from a child's perspective.
You can put your worries into perspective when you realise how many people in the world are so much worse off than you.
... it can update the 3D scene in real time to match his perspective. ...
... perspective on original, kind of rough content that feels ...