O tanınmış bir televizyon karakteridir.
- He's a well-known television personality.
Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
- The character depends on personality, not on talent.
Kişisel bilgisayarın gelişmesi insanların çalışma tarzında, yaşama tarzında ve birbirleriyle etkileşime girme tarzında devrim yapmıştır.
- The development of the personal computer has revolutionised the way people work, the way they live, and the way they interact with each other.
İnsanların farklı kişilikleri var.
- People have different personalities.
Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.
- I bought a new personal computer yesterday.
Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
- Personal computers are of great use.