Bunu yapabilen üç adamdan biriyim.
- I'm one of the three guys who were able to do that.
Bu kadar uzağa yürüyebildiği için, o güçlü bacaklara sahip olmalı.
- Since he was able to walk so far, he must have strong legs.
Tom güçlükle uyanık kalabildi.
- Tom is barely able to stay awake.
Tom yetenekli bir kriket oyuncusudur.
- Tom is an able cricket player.
O oldukça yetenekli bir adamdı.
- He was an extremely able man.
I’ll see you as soon as I’m able.