Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
- I called his office again and again, but no one answered.
Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
Babam ofisine genellikle otobüsle gider.
- My father usually goes to his office by bus.
Onun ofisini bulmak kolaydı.
- Finding his office was easy.
Hükümet konağında iyi bir işi var.
- He has a good position in a government office.
Ofisimde ilgilenecek önemli bir işim var.
- I have an important business to attend to in my office.