pençele

listen to the pronunciation of pençele
Турецкий язык - Английский Язык
{f} paw

Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws. - Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.

The cat was licking its paws. - Kedi pençelerini yalıyordu.

{f} claw

Mary’s cat is so sweet that I really don’t mind him curling up in my lap, but the way he insists on kneading my legs with his claws makes me feel like a pincushion. - Mary'nin kedisi o kadar tatlı ki onun kucağımda kıvrılıp yatmasını gerçekten umursamıyorum fakat pençeleriyle bacaklarımı ovmakta ısrar etme tarzı bana iğne yastığı gibi hissettiriyor.

A cat was sharpening its claws against a post. - Bir kedi bir direğe karşı pençelerini biliyordu.

pençelemek
claw
pençelemek
(for an animal) to strike at (someone, something) with its paw, claw, or talons; to paw, maul; to claw
pençelemek
to sole (a shoe)
pençelemek
to claw, to paw; (ayakkabı) to resole
pençelemek
paw
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение pençele в Турецкий язык Турецкий язык словарь

pençelemek
Pençesiyle kapmak, yakalamak, pençe vurmak
pençelemek
Ayakkabıya pençe vurmak
pençele
Избранное