pekse

listen to the pronunciation of pekse
Турецкий язык - Английский Язык
If so
pek
quite

He has quite a few friends. - Onun pek çok arkadaşı var.

I'm not quite sure what to do. - Ne yapacağımdan pek emin değilim.

pek
so
pek
eminently
pek
much

Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much. - Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.

It will not make much difference whether you go today or tomorrow. - Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.

pek
eminent
pek
damned
pek
fairly
pek
right

That doesn't sound right. - Bu, kulağa pek hoş gelmiyor.

That doesn't seem right. - Bu pek doğru görünmüyor.

pek
most

Most snakes on this island are harmless. - Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.

If you go to that supermarket, you can buy most things you use in your daily life. - O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.

pek
rather
pek
a lot

The flood caused a lot of damage. - Sel pek çok zarara neden oldu.

They have a lot in common. - Onların pek çok ortak yanı var.

pek
scarcely
pek
strongly
pek
very

I'm not very particular about food. - Yemek hakkında pek müşgülpesent değilim.

Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity. - Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.

pek
lot

Maruyama Park is a place where a lot of people gather. - Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

Tom doesn't have a whole lot of time. - Tom'un pek çok zamanı yoktu.

pek
not much

There is not much more to say. - Söylenecek pek fazla şey yok.

I'm really not much of a cook. - Ben gerçekten pek aşçı değilim.

hangi taş pekse/katıysa, başını ona vur
(Konuşma Dili) 1. Nothing can be done to help you; and if you don't believe me, go ask my boss. 2. You're to blame for the mess you're in, so don't come crying to me! Seni/Sizi
pek
very, extremely
pek
very much, a lot, quite, fairly, rather, very
pek
very much, a great deal
pek
strong, sound
pek
jolly
pek
(moving) fast, speedily
pek
rattling
pek
hard, firm
pek
unyielding, rigid
pek
spanking
pek
ever so
pek
firm

The first time, she wasn't very firm with him. - İlk kez, onunla pek sıkı değildi.

pek
stiff
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение pekse в Турецкий язык Турецкий язык словарь

pek
Sağlam, dayanıklı: "İnsan gülden nazik, taştan pektir."- H. R. Gürpınar
pek
Hızlı olarak
pek
Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok: "Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar."- H. C. Yalçın
pek
Bir kedi grubundaki lider kedi
pek
Sağlam, dayanıklı
pek
Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok
pek
Sert, katı
pekse
Избранное