Bütün dünyada barış vardı.
- There was peace all over the world.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Dönüşüm huzurlu, yavaş yavaş oldu.
- Conversion was peaceful and gradual.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
Yurtta sulh, cihanda sulh.
- Peace at home, peace in the world.
Büyükbabam bir sulh hakimiydi.
- My grandfather was a justice of the peace.
Böylesine barışçıl bir manzara görmedim.
- Never have I seen such a peaceful scene.
Bizim barışçıl anayasamızı korumamız gerekir.
- We must preserve our peaceful constitution.
Meditasyom bana iç huzuru verir.
- Meditation gives me peace of mind.
Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
- Tom just wanted some peace and quiet.
O, uykusunda huzur içinde vefat etti.
- She passed away peacefully in her sleep.
Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı.
- The countries concerned settled the dispute by peaceful means.
İki kız kardeş çok barışçıl bir biçimde yaşadılar.
- The two sisters lived very peacefully.
Ölüler gitti, onlar kendilerini savunamazlar. Yapılacak en iyi şey onları rahat bırakmaktır!
- The dead are gone and they cannot defend themselves. The best thing to do is to leave them in peace!
Şimdi ihtiyacımız olan şey biraz barış biraz sessizlik.
- What we need now is a little peace and quiet.
Bütün istediğim huzur ve sessizlik.
- All I want is peace and quiet.
Bugün 4 Haziran. Çin hükümetinin Tiananmen alanında barışsever bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü bir gün.
- Today is the 4th of June — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square.
Normalde ben çok barışsever bir adamım. Ama ailem tehdit edildiğinde benim ne yapacağım hiç belli olmaz.
- Normally, I'm a very peaceful man. But if my family is threatened, there's no telling what I'll do.
Geceleyin bu sokak çok sakindir.
- At night, this street is very peaceful.
Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
- When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.
That will give me some peace of mind.
Naomi boasted in nothing but the God of Israel. And she found peace even in the midst of chaos when she went to Him in prayer.
... to see if we can peacefully achieve a goal ...
... freely and peacefully and have a say ...