Определение patlama в Турецкий язык Английский Язык словарь
- {i} explosion
The huge explosion killed six people.
- Büyük patlamada altı kişi öldü.
The population explosion is a serious problem.
- Nüfus patlaması, ciddi bir sorundur
- eruption
People suffered heavy losses in the eruptions.
- İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
The volcanic eruption threatened the village.
- Volkanik patlama köyü tehdit etti.
- blow out
- cl-p
- (Avcılık) blasi
- burst-up
- combustion
- (Jeoloji) bump
- spalling
- flame out
- blow-out
- blowing-up
- detoration
- outcrop
- (Kimya) deflagration
- blasting
- blowout
- outburst
- plosion
- fulmination
- simmer
- detonation
- puncture
The puncture wound was very deep and had to be examined for infection.
- Patlama yarası çok derindi ve enfeksiyon için muayene edilmesi gerekiyordu.
- fireworks
Yesterday, an explosion occurred at the fireworks factory.
- Dün havai fişek fabrikasında bir patlama oldu.
Last night an explosion took place at a fireworks factory.
- Dün gece havai fişek fabrikasında bir patlama meydana geldi.
- boom
We have been visited by a nation-wide economic boom.
- Ülke çapında bir ekonomik patlama ile ziyaret edildik.
The computer industry is enjoying a boom.
- Bilgisayar endüstrisi bir patlama yaşıyor.
- burst up
- burst
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
There are several current theories about the possible causes of gamma-ray bursts.
- Gama ışını patlamalarının olası nedenleri hakkında birkaç güncel teori vardır.
- bang
The dynamite went off with a bang.
- Dinamit bir patlama ile ses çıkardı.
Tom heard a loud bang.
- Tom yüksek sesle patlama duydu.
- crack
- blowup
- detonating
- fulminating
- explosion, burst, blast, detonation; eruption
- {i} erupting
- {i} exploding
- outbreak
- backfiring
- {i} blast
A blast of cold air swept through the house.
- Soğuk hava patlaması evi sardı.
Tom was injured in the blast.
- Tom patlamada yaralandı.
- to blast
- explosion-proof
- clp
- backfire
- patlamak
- burst
- patlamak
- explode
- patlama (yanardağ vb)
- erupting
- patlama dayanıklılığı
- bursting strength
- patlama içinde olmak
- boom
- patlama kalıplaması
- (Mekanik) explosive forming
- patlama modu
- (Bilgisayar,Teknik) burst mode
- patlama tehlikesi
- explosion hazard
- patlama yoluyla şekillendirme
- (Mekanik) explosive forming
- patlama akciğeri
- (Tıp) blast lung
- patlama aktivitesi
- (Tıp) explosion activity
- patlama basıncı
- (Jeoloji) detonation presure
- patlama basıncı
- (Askeri,Teknik) bursting pressure
- patlama basıncı
- (Madencilik) explosion pressure
- patlama dayanımı
- (Gıda,Havacılık) burst strength
- patlama deneyi
- blasting test
- patlama deneyi
- (Havacılık) crushing test
- patlama emniyet lambası
- flame safety lamp
- patlama etkenleri
- detonation factors
- patlama eylemi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) raptus action
- patlama gazı
- explosion gas
- patlama genişliği
- (Askeri) span of detonation
- patlama geri basıncı
- (Askeri) breech-blast
- patlama geri basıncı
- (Askeri) back-blast
- patlama geri basınç sahası
- (Askeri) back-blast area
- patlama gücü
- bursting strength
- patlama gücü
- blasting power
- patlama hızı
- (Madencilik) velocity of detonation
- patlama infilak/yüksekliği
- (Askeri) height of burst
- patlama korumalı ışıklık
- (Aydınlatma) flameproof luminaire
- patlama korumalı ışıklık
- (Aydınlatma) explosion-proof luminaire
- patlama korunmalı motor
- flameproof motor
- patlama kutusu
- (Tiyatro) bomb tank
- patlama mukavemeti
- (Matbaacılık, Basımcılık) burst strength
- patlama mukavemeti
- bursting strength
- patlama odası
- (Havacılık) blast chamber
- patlama odası
- explosion chamber
- patlama oluşması
- (Otomotiv) cratering
- patlama paterni
- firing pattern
- patlama rizikosu
- (Ticaret) explosion risk
- patlama sesi
- pop
- patlama sesi
- boom
The cellar-door flew open with a booming sound.
- Kiler kapısı bir patlama sesi ile açıldı.
- patlama sesi
- clap
- patlama sesi
- (Havacılık) crackle
- patlama sonrası rüzgar
- (Askeri) afterwinds
- patlama tehlikeli
- explosion-hazardous
- patlama testi
- blasting test
- patlama tipleri
- (Askeri) types of burst
- patlama uçunu
- (Madencilik) explosion gas
- patlama vuruntusu
- detonation knock
- patlama yükü
- explosive charge
- patlama yüzey gerilimi
- bursting distension
- patlama özelliği
- explosiveness
- patlama özelliği olan
- eruptional
- patlamak
- {f} erupt
Tom looked like a volcano about to erupt.
- Tom patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
Mary looked like a volcano about to erupt.
- Mary patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
- patlamak
- blow up
- patlamak
- go off
The bomb was set to go off in thirty minutes.
- Bomba otuz dakika içinde patlamak üzere ayarlanmıştı.
- patlamak
- puncture
- patlamak
- break out
- patlamak
- (Havacılık) detonate to
- patlamak
- cost
- patlamak
- displode
- patlamak
- bored to death
- patlamak
- to be bored to death
- patlamak
- (deyim) let loose
- patlamak
- (Dilbilim) pop off to
- patlamak
- (deyim) take fire
- patlamak
- be bored to death
- patla
- explode
I'd explain it to you, but your brain would explode.
- Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.
The news caused him to explode with anger.
- Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.
- patla
- {f} bursting
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
- patla
- {f} exploding
They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
- patla
- {f} burst
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
A mighty cheer burst from the crowd.
- Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.
- patla
- fulminate
- patla
- {f} erupting
- patla
- erupt
Famine followed upon the eruption of the volcano.
- Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.
People suffered heavy losses in the eruptions.
- İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
- patla
- {f} exploded
The time-bomb exploded with a loud noise.
- Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.
The bomb exploded with a blinding flash.
- Bomba kör edici bir parlamayla patladı.
- patlamak
- fulminate
- patlamak
- pop
- patlamak
- burst out
- patlamak
- fume
- patlamak
- {f} snap
- patlamak
- go up
- bilye patlama deneyi
- ball burst test
- bomba patlama tehlikesi
- bomb scare
- duygusal patlama
- gust
- gecikmeli patlama
- delayed blasting
- karton patlama dayanımı
- bursting strength of board
- optimum patlama yüksekliği
- (Askeri) optimum height of burst
- patlamak
- (for something unpleasant) to break out
- patlamak
- (lastik) blow out
- patlamak
- to explode, give vent to one's feelings
- patlamak
- plunk
- patlamak
- to split open; to burst open
- patlamak
- go pop
- patlamak
- to be ready to explode or feel like screaming owing to (anger or boredom)
- patlamak
- set back
- patlamak
- let fly
- patlamak
- detonate
- patlamak
- break
- patlamak
- crack
- patlamak
- (Konuşma Dili) (for something) to cost (someone) (so much): Bu daire ona beş yüz milyona patladı. This apartment cost him five hundred million. Patlama! (Konuşma Dili) Just hold your horses a minute!/Don't blow your stack!
- patlamak
- to burst, explode, blow up
- patlamak
- plonk
- patlamak
- spring
- patlamak
- to burst, to explode, to go off, to blow up, to pop, to detonate; (yanardağ) to erupt; (lastik) to puncture; to break out, to blow up; to burst out; to be bored to death; to cost
- patlamak
- knock back
- patlamak
- blow
- patlamak
- brust
- sertlik derecesini belirleyen hedef hassasiyet göstergesi; patlama zaafiyeti
- (Askeri) target vulnerability indicator designating degree of hardness; susceptibility of blast; and K-factor
- sismik patlama
- seismic explosion
- yüksek irtifada patlama/infilak
- (Askeri) high altitude burst
- zincirleme patlama
- (Askeri) sympathetic detonation
- ödü patlama
- scare