I'll boil you the potatoes.
- Sana patatesleri kaynatacağım.
I ate potato flavoured village bread in my hometown, Bolu.
- Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.
I want a pitcher of beer and a portion of chips.
- Bir sürahi bira ve bir porsiyon patates kızartması istiyorum.
I love rabbits ... with chips and a good glass of wine.
- Patates kızartması ve bir bardak iyi şarapla birlikte tavşanları severim.
Tom likes the way Mary makes potato salad.
- Tom Mary'nin patates salatası yapma tarzını seviyor.
She likes potato salad.
- Patates salatası sever.
Tom ate half a bag of potato chips.
- Tom yarım paket patates kızartması yedi.
I shouldn't have eaten the whole bag of potato chips.
- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
Parsnips, squash, carrots, peas and sweet potatoes are considered starchy vegetables.
- Yabani havuç, kabak, havuç, bezelye ve tatlı patates nişastalı sebzeler olarak kabul edilmektedir.
He bought far too many sweet potatoes.
- O çok fazla tatlı patates aldı.