Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Geçmişsiz gelecek yoktur.
- There is no future without the past.
Kitabına macun koyan kişi ben değilim.
- I am not the one who put paste on your book.
Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı.
- My grandmother used to use her sewing machine a lot in the past.
Bu, son üç yıldır yaşadığımız eski soruna benzerdir.
- This is the same old problem we've had the past three years.
Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.
- Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.
Üçü çeyrek geçe gelecekler.
- He'll come at quarter past three.
Bence ben önceki hayatımda bir prensestim.
- I think that I was a princess in a past life.
Mary, onun geçen haftayı Alice ile Boston'da geçirdiğini bilseydi Tom Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.
- Tom wondered what Mary would say if she knew he had spent the past week in Boston with Alice.
Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
Neredeyse her gün Tom'un evinin yanından geçerek yürürdüm.
- I used to walk past Tom's house almost every day.
Tom her zamanki yatma saatini geçecek şekilde yatmadı.
- Tom stayed up past his usual bedtime.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.
- Forget about the past. Compared to yesterday, I like today more. That's why I try to enjoy the moment, that's all.
Geçmişte dünyanın düz olduğu düşünülüyordu.
- In the past it was thought the world was flat.
O kan değil, domates salçası.
- It's not blood, it's tomato paste.
Herhangi biri pastayı gördü mü?
- Has anyone seen the paste?
Kitaplarda bütün geçmiş zamanın ruhu yatıyor.
- In books lies the soul of the whole past time.
Kitabına macun koyan kişi ben değilim.
- I am not the one who put paste on your book.
Şarkı sözlerini buldum,ama bunları kopyalayıp yapıştıramam.
- I found the lyrics, but I can't copy paste them.
Notu kapıya yapıştırdı.
- He pasted the notice on the door.
past tense.
during the past year.
past Midnight.
past glories.