Yıldırım kuleyi vurdu.
- Lightning struck the tower.
Tom yumruğu ile duvara vurdu.
- Tom struck the wall with his fist.
Boksör rakibine sert vurdu.
- The boxer struck his opponent hard.
Saat onu vurduğunda, o ev ödevini henüz bitirmişti.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.