past of tie

listen to the pronunciation of past of tie
Английский Язык - Турецкий язык

Определение past of tie в Английский Язык Турецкий язык словарь

tied
bağlanmak

Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum. - I don't want to be tied to one company.

tied
düğümlenmiş
tied
{f} bağla

Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı. - The mother tied a ribbon in her daughter's hair.

Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı. - Mother tied up three pencils with a piece of string.

tied
{s} bağlı

Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık. - We were tied to our decision because we signed the contract.

Ben şu anda bağlıyım. - I'm tied up right now.

tied
{s} borç veren ülkeden satın alma şartı getiren
tied
{s} bağlanmış

Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum. - When I woke up, I found I had been tied up.

Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var. - There are a number of fishing boats tied up at the dock.

Английский Язык - Английский Язык
tied
past of tie

    Турецкое произношение

    päst ıv tay

    Произношение

    /ˈpast əv ˈtī/ /ˈpæst əv ˈtaɪ/
Избранное