past of suppose

listen to the pronunciation of past of suppose
Английский Язык - Турецкий язык

Определение past of suppose в Английский Язык Турецкий язык словарь

supposed
beklenen/kabul edilen
supposed
{s} zannedilen
supposed
{s} sözümona
supposed
varsayılmış
supposed
sözde

Mary sözde iş için Boston'daydı ama Tom onu dün gece New York'ta gördüğünü iddia etti. - Mary was supposedly on business in Boston, but Tom claimed to have seen her in New York last night.

Sözde benim arkadaşım olacak birinin, benim hakkımda böyle şeyler söyleyebileceğine inanamıyorum. - I can't believe that someone who's supposed to be my friend would say things like that about me.

supposed
{f} varsay

Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum. - This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.

supposed
farazi
supposed
{s} farzedilmiş
supposed
x gerektir/zannet/varsay
supposed
{s} zannedilen, farzedilen
supposed
{s} varsayılan
Английский Язык - Английский Язык
supposed
past of suppose

    Расстановка переносов

    past of sup·pose

    Турецкое произношение

    päst ıv sıpōz

    Произношение

    /ˈpast əv səˈpōz/ /ˈpæst əv səˈpoʊz/
Избранное