Fırtına bir sürü yıldırım üretti.
- The thunderstorm produced a lot of lightning.
Savaş, tarih boyunca sıkıntı üretti.
- War has produced famine throughout history.
Onu Japonya'nın kamu yayıncısı NHK tarafından üretilen bir belgeselde gördüm.
- I saw it in a documentary produced by NHK, Japan' s public broadcaster.
Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.
- The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.