Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The ship had a marked list.
Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
- The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
- We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
Cevap yanlış işaretlendi.
- The answer was marked wrong.
İki fikir arasındaki zıtlık çok belirgin.
- The contrast between the two ideas is very marked.
Onlar arasında belirgin bir fark var.
- There is a marked difference between them.