Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
Neden haberdar edilmedim?
- Why wasn't I informed?
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
- This programme allows you to stay informed.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.
- I read the newspaper to keep myself informed.