parts which are being tested in competition by a manufacturer

listen to the pronunciation of parts which are being tested in competition by a manufacturer
Английский Язык - Турецкий язык

Определение parts which are being tested in competition by a manufacturer в Английский Язык Турецкий язык словарь

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
works
{i} fabrika

Tom büyük bir fabrika için çalışıyor. - Tom works for a large factory.

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Picasso'nun çalışmalarını severim. - I like the works of Picasso.

Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim. - This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.

works
{i} eserler

Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir. - The painter produces many fine works of art.

Tom'un eserlerde çok sayıda projesi var. - Tom has a lot of projects in the works.

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
{i} atölye

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

Ben atölyede çalışıyorum. - I am working at the workshop.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

works
(Askeri) TAHKİMAT: Bak. "fortification"
works
{i}

O, eniyi bu işi yapar. - He works best at this job.

O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor. - Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.

works
{i} istihkâm
Английский Язык - Английский Язык
works
parts which are being tested in competition by a manufacturer

    Расстановка переносов

    parts which are be·ing tested in com·pe·ti·tion by a ma·nu·fac·tur·er

    Турецкое произношение

    pärts hwîç ır biîng testıd în kämpıtîşın bay ı mänyıfäkçırır

    Произношение

    /ˈpärts ˈhwəʧ ər ˈbēəɴɢ ˈtestəd ən ˌkämpəˈtəsʜən ˈbī ə ˌmanyəˈfakʧərər/ /ˈpɑːrts ˈhwɪʧ ɜr ˈbiːɪŋ ˈtɛstəd ɪn ˌkɑːmpəˈtɪʃən ˈbaɪ ə ˌmænjəˈfækʧɜrɜr/
Избранное