Определение parts в Английский Язык Турецкий язык словарь
- {i} bölge
Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
- This flower is found in different parts of Hokkaido.
Tom bu bölgelerdeki en büyük çiftliğin sahibidir.
- Tom is the owner of the largest ranch in these parts.
- (Askeri) PARÇALAR: Bir malzeme kaleminin başlıca unsurları, aksamı veya tali komple parçaları. Parçalar; yıpranmış, hasara uğramış, kaybolmuş veya tahrip edilmiş unsurları değiştirmek suretiyle malzemeyi sağlam bir duruma getirmek için yedekte bulundurulurlar
- {i} parçalar
Bir bütün parçalardan oluşur.
- A whole is made up of parts.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
- {i} yetenek
- {i} semt
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
- (Bilgisayar) parça
Annem pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
- Tom divided the pie into three equal parts.
- parçaları
- kısımlar
- kısımları
- aksam
- part
- parça
Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
- Music is an important part of my life.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- part
- kısım
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
- In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
- This theory consists of three parts.
- private parts
- edep yerleri
- part
- taraf
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
- Both parties opposed war.
- parts list
- parça listesi
- parts of speech
- (Dilbilim) sözcük türü
- parts per million
- (Çevre) milyonda bir
- parts per million
- (Askeri) milyonda parça
- parts replaced
- (Bilgisayar) değişen parçalar
- parts breakdown
- Parçaların/bölümlerin teferruatlı incelemesi
- parts claim
- (Ticaret) yedek parça talebi
- parts common
- (Askeri) MÜŞTEREK PARÇALAR: Sözleşmeye dayanan modelli ve standart fiziki özellikleri sebebiyle malzemenin imalat ve bakımında geniş bir tatbikat sahasına sahip parça, müşterek parçalar
- parts common
- (Askeri) müşterek parçalar
- parts department
- (Ticaret) yedek parça departmanı
- parts distribution route
- (Ticaret) parça dağıtım güzergahı
- parts in forms
- kalıp parçaları
- parts management
- (Ticaret) yedek parça yönetimi
- parts manager
- (Ticaret) yedek parça müdürü
- parts market
- parça pazarı
- parts market
- parça tavuk pazarı
- parts of speech
- dilb. sözbölükleri
- parts package
- parça paketi
- parts peculiar
- (Askeri) özel parçalar
- parts peculiar
- (Askeri) ÖZEL PARÇALAR: Modeli tek bir imalatçının kontrolü altında bulunan ve kullanılması, tek bir imalatçı tarafından imal edilen malzemeye inhisar eden bir parça
- parts per billion
- milyarda bir
- parts per billion
- (Nükleer Bilimler) (ppb) milyarda bir kısım
- parts per million
- (Askeri) parça / milyon
- parts per million
- (Nükleer Bilimler) (ppm) milyonda bir kısım
- parts rack
- (Ticaret) yedek parça rafı
- parts retail
- (Otomotiv) perakende satış
- parts shelf
- (Otomotiv) parça rafı
- parts shop
- (Ticaret) yedek parça satış noktası
- parts total
- (Bilgisayar) parça toplamı
- parts trader
- (Ticaret) yedek parça satıcısı
- parts warehouse
- (Ticaret) yedek parça deposu
- part
- kısmen
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
- I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- part
- yarı
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
- I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
- part
- {i} saç ayrımı
- part
- bölüm
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?
- Will you explain the last part in detail?
- authorized parts list
- (Askeri) yetki verilmiş parça listesi
- consisting of three parts
- üçlü
- constituent parts
- bileşenler
- cut into parts
- parçalamak
- embedded parts
- (İnşaat) gömük parçalar
- embedded parts
- (İnşaat) ankastre parçalar
- genuine parts
- (Ticaret) orijinal parçalar
- having ten parts
- onlu
- in all its parts
- (Politika, Siyaset) tüm yönleriyle
- integration by parts
- (Bilgisayar) parçalı tümlev alma
- integration by parts
- (Matematik) kısmi integrasyon
- part
- ekseriya
- part
- kısımlara ayırmak
- part
- parçalamak
- part
- (Ticaret) kısmı
Tom günün daha iyi bir kısmı boyunca rapor üzerinde çalıştı.
- Tom worked on the report for the better part of the day.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
- part
- bir yanıyla
- part
- parti
O, partiye geç geldi.
- He appeared at the party late.
Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- I could not go to the party because of illness.
- part
- oylum
- part
- ayrılmak
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.
O, evinden ayrılmak istemedi.
- He didn't want to part with his house.
- private parts
- mahrem yerler
- private parts
- avret
- replenishment spare parts
- (Askeri) bütünleme yedek parçaları
- spare parts list
- (Askeri,Teknik) yedek parça listesi
- standard parts
- standart parçalar
- those parts
- oraları
- break into parts
- parçalarına ayır
- part
- görev
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
- part
- yan
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
- I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- part
- {f} ayır
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
- These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
- part
- fasıl
- part
- ayırmak
- part
- kısmi
Ben tam ödemeyi kısmi ödemeye tercih ederim.
- I prefer payment in full to payment in part.
Tom'un kısmi-zamanlı işi pizza teslimatıydı.
- Tom's part-time job is delivering pizzas.
- part
- hisse
Vücudunuzun başka herhangi bir yerinde ağrı hissediyor musunuz?
- Do you feel pain in any other part of your body?
Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
- Tom wasn't feeling particularly talkative.
- part
- rol
Tom bir denizci rolü oynadı.
- Tom acted the part of a sailor.
Şans hayatınızda önemli bir rol oynar.
- Luck plays an important part in your life.
- part
- pay
Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
- Tom, Mary and John shared the cost of the party.
Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır.
- Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.
- private parts
- özel bölüm
- private parts
- cinsel kılganlar
- 1/4, one part of four equal parts
- 1 / 4, dört eşit parçaya bir parçası
- bit parts
- bit parçalar
- coherence of parts
- parçaların uyum
- counter parts
- counter parçalar
- equal parts of coffee and hot milk
- kahve ve sıcak eşit parçaya süt
- into pieces or parts
- parçaları veya kısma
- into two sections or parts
- iki bölüm veya kısma
- numbering of parts
- parçaların numaralandırma
- opening and external parts of female genitals
- açılış ve dışı genital dış parçalar
- quick of parts
- parçaların çabuk
- related to something with two parts
- bir şey iki parça ile ilgili
- solo parts
- solo parçalar
- something constructed from parts
- bir şey yerlerinden inşa
- switch places; switch roles, switch parts
- geçiş yerleri; anahtar rolleri, geçiş parçaları
- three parts
- üç parçadan
- three parts dead
- hiç bir varlığı kalmamak
ingiliz kanunlarına göre bir bir çocuğu olan kadını dul bırakın kişinin malları üçe bölünür, biri kadına, biri çocuklara, bir o bölgenin yöneticisine verilirdi.
- accessory parts
- yardımcı parçalar
- authorized parts list
- (Askeri) KADRO PARÇA LİSTESİ, YETKİ VERİLMİŞ PARÇA LİSTESİ: Her ikmal ve bakım kademesindeki birlikler için yetkili makamca, elde bulundurulmasına ve sarfına yetki verilmiş parçalar listesi
- brake parts
- (Otomotiv) fren tertibatı
- build in parts
- (Askeri) gövdeye takılı parçalar
- common parts
- (Askeri) MÜŞTEREK PARÇALAR: Genel olarak iki veya daha çok komple malzemede (major items) kullanılabilen mamul parça. Buna "parts common" da denir
- common parts
- (Askeri) müşterek parçalar
- complementary parts
- mutemmim cuz
- concurrent parts
- (Askeri) MÜŞTEREK DAĞITIM PARÇALARI: Belirli bir süre içinde bakım faaliyetini temin etmek ve diğer belirli ihtiyaçları karşılamak amacıyla bir nihai madde ile birlikte verilen parçalar
- concurrent repair parts
- (Askeri) MALZEME YEDEĞİ ONARIM PARÇALARI: Kara Ordusu ikmal sistemine yeni giren nihai maddelerle birlikte tedarik olunan parçaları. Bunların temininden maksat birlikler nihai maddenin ilk teslim tarihi ile, ikmal kayıtlarının normal bütünleme usulleriyle müteakip tedarike imkan verecek şekilde kurulabildiği tarih arasındaki devrede, ilk dağıtım ve bakım için gerekli cins ve miktarda onarım parçasını temin etmiş olmaktır
- containing six parts
- altılık
- containing sixty parts
- altmışlık
- crypto parts
- (Askeri) kripto parçaları
- crypto parts
- (Askeri) KRİPTO PARÇASI: Bir mesajın güvenlik nedenleriyle istenilen şekilde bölünmüş kısımlarından biri. Bazı kripto sistemlerinin işletme talimatları tek bir mesaj göstergesi kullanarak kriptolanabilecek grup sayısını belirtir. Kripto parçaları açık bir dille tanıtılır. Bunlar mesaj kısımlarıyla karıştırılmamalıdır
- defective parts
- kusurlu parçalar
- depot spare parts
- (Askeri) DEPO YEDEK PARÇALARI: Bir deponun kendi hizmet sahası içerisinde bulunan bakım kademelerinin stoklarını yenilemek için stok ettiği yedek parçalar
- distribution parts
- (Askeri) dağıtım stoku
- distribution parts
- (Askeri) DAĞITIM STOKU: Tedarik edilen miktar ile bakım işleminde kullanılan miktar arasındaki farkı temsil eden yedek parçalar. Bunlara; düşman etkisi ile kaybolan parçalar ve ikmal hatalarını daimi dolu vaziyette tutmak için ihtiyat olarak gerekli olanlar dahildir
- do you have replacement parts for this
- bunun için yedek parçanız var mı
- do you have spare parts
- yedek parçanız var mı
- door parts
- kapı çerçevesi
- electrical parts list
- (Tekstil) cihaz listesi
- electronic parts
- elektronik aksam
- equipment deadlined for parts
- (Askeri) PARÇA BEKLEYEN ARIZALI MALZEME: Arızalıya ayrılmış bir malzemeyi asgari bir çalışma durumuna iade için gerekli bir parça isteği. Parça bekleyen arızalı malzeme terimi; parça bekleyen arızalı araç (vehicle deadlined for parts) terimlerinin yerini almıştır
- fixed parts
- (Mekanik) hareketsiz parçalar
- fixed parts
- (Otomotiv) hareket etmeyen parçalar
- fixed parts
- hareketsiz parçalar (makine)
- foreign parts
- yabancı/dış ülkeler
- in parts
- parça parça, kısım kısım
- initial concurrent spare parts
- (Askeri) GENEL İHTİYAÇ YEDEK PARÇALARI: Malzemeyi kullanan teşkiller ile bakım teşkillerinin ilk dağıtım ihtiyaçları ve kademeler için bir yıllık tahmini üs depo ikmal ihtiyaçlarını ve ayrıca ilgili malzeme ile kullanılabilecek herhangi bir ek dağıtım ihtiyacını karşılamak için gerekli yedek parçalar
- insurance type parts
- (Askeri) DEMİRBAŞ PARÇALAR, UZUN ÖMÜRLÜ PARÇALAR: Yıpranma oranı çok düşük, seyrek kullanılır, genellikle ağır ve büyük hacimde ve, normal olarak, yalnız depo bakım seviyesinde faydalanılan parçalar
- integration by parts
- parcali tumlev alma
- mating parts
- (İnşaat) eş parçalar
- mating parts
- (İnşaat) geçme parçalar
- mechanical parts
- mekanik aksamlar
- message parts
- (Askeri) HABER KISIMLARI; HABER BÖLÜMLERİ: Uzun bir haberin, bir gönderme güvenlik tedbiri olarak, müteahhit küçük haberlere bölünmesi. Haber bölümleri, dıştan, birbirlerinden tamamen ayrı haberler kanısı vermelidir
- message parts
- (Askeri) haber bölümleri
- message parts
- (Askeri) haber kısımları
- mouth parts
- (Hayvan Bilim, Zooloji) ağız parçaları
- moving parts
- hareketli aksam
- organizational repair parts
- (Askeri) BİRLİK ÜZERİNDEKİ ONARIM PARÇALARI: Bir birliğe, kendisinin kullanması için verilmiş parçalar
- part
- {f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
- part
- {f} tarakla ayırmak
- part
- (ial) parça (lı), kısmi
- part
- {i} katkı. z. kısmen
- part
- kısım,v.ayır: n.parça
- part
- (Askeri) PARÇA: Normal olarak daha fazla parçalara ayrılmayan, bir montaj veya tali montajın bir parçasını oluşturan bir madde
- part
- part ayrıl/ayır
- part
- {i} yedek parça
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Yedek parçaları birer birer inceledi.
- He examined the spare parts one after another.
- part
- {f} kopmak
- part
- taraf/rôl/pay/parça
- part
- {k} participle, particular
- part
- {i} kesim
Japonya Asya'nın doğu kesiminde yer almaktadır.
- Japan is in the eastern part of Asia.
Evim şehrin kuzey kesiminde.
- My house is in the northern part of the city.
- part
- {f} parçalamak, ayırmak; bölmek
- part
- {i} katkı
Partiye gelen herkes yiyecek ve içeceğe kendi katkılarını getirmeliler.
- Everyone coming to the party must bring their own contribution to the food and drink.
- part
- {i} ayrım
- part
- {f} elden çıkarmak
O borca batmıştı ve evini elden çıkarmak zorundaydı.
- He was deep in debt and had to part with his house.
O kürk ceketini elden çıkarmak zorundaydı.
- She had to part with her fur coat.
- part
- {i} fragman
- part
- (Tıp) Bakınız: Pars
- part
- semt
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
- private parts
- mahrem yerleri
- private parts
- edep/ut yerleri
- privy parts
- mahrem yerleri
- repairs parts list
- (Askeri) YEDEK PARÇA LİSTESİ, TAMİR PARÇALARI LİSTESİ: Belirli miktardaki nihai maddenin belirli bir süre bakımı için gerekli onarım parçaları, alet ve teçhizat toplam miktarını gösteren, yetkili makamlarca onaylanmış liste
- replenishment spare parts
- (Askeri) BÜTÜNLEME YEDEK PARÇALARI: Noksanları tamamlamak, dağıtılanları yerine koymak ve hizmetteki bütün malzemeyi, birinci yılın genel ihtiyaç ana yedek parçaları ile sağlananlara ilaveten, devamlı bakım parçaları temin etmek üzere tedarik edilen yedek parçalar
- secret parts
- (Kanun,Ticaret) gizli taraflar
- ships parts control center (USN)
- (Askeri) gemi parçaları kontrol merkezi
- spare parts kit
- yedek parça kiti
- spare parts list
- (Askeri) YEDEK PARÇA LİSTESİ: Bak. "repair parts list"
- structural parts
- (İnşaat) yapısal parçalar
- supporting ring in two parts
- yarım kama
- total parts
- (Bilgisayar) toplam parçalar
- used parts
- kullanılmış parçalar
- working parts
- çalışan parçalar