Определение pırlanta в Турецкий язык Турецкий язык словарь
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas: "Onlara hakiki pırlanta diye geçirilmek istenen yalancı elmaslara bir kuyumcunun baktığı gibi bakmıştı."- H. E. Adıvar. Üzerinde pırlanta olan: "Sonra kalan pırlanta salkım küpe, annesinin yadigârı da elinden çıktı."- P. Safa