Турецкий язык - Английский Язык
Определение püskürtmek в Турецкий язык Английский Язык словарь
- spray
- repel
- to spray, to belch; to repulse, to repel, to fight sb/sth off
- repulse
- spout
- vigorously to repel, repulse, or drive back (an attacker)
- (for a volcano) to spew out, spume forth (lava)
- vaporize
- vomit
- to spray; to dust
- squirt
- beat off
- eject
- dash
- spray on
- belch
- atomize
- pulverize
- drive back
- comminute
- fire
- spew out
- spurt
- atomise
- fight off
- off beat
- {i} pulverization
- püskürtme
- (İnşaat) injection
- püskürtme
- spout
- püskürtme
- sputtering
- püskürtme
- jetting
- püskürtme
- repelling
- püskürtme
- comminution
- püskürtme
- {i} eructing
- püskürtme
- repulse
They failed to repulse our attack.
-Saldırılarımızı püskürtmeyi başaramadılar.
- boya püskürtmek
- spray paint
- geri püskürtmek
- to repulse
- geri püskürtmek
- beat back
- kum püskürtmek
- to sandblast
- kum püskürtmek
- sandblast
- lav püskürtmek
- vomit
- püskür
- erupt
The Bárðarbunga is erupting in Iceland.
-Bárðarbunga İzlanda'da püskürüyor.
Mount Etna has erupted, showering Sicily in volcanic rock.
-Etna dağı püskürdü, Sicilya'ya volkanik kaya yağdırıyor.
- püskürtme
- spray
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
-Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
- püskürtme
- spraying, dusting
- püskürtme
- spraying; injection; repelling
- püskürtme
- spraying
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
-Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
- püskürtme
- (düşman) rollback
- püskürtme
- vomit
- püskürtme
- auto. injecting, injection (of fuel)
- püskürtme
- belching
- püskürtme
- (a volcano's) spewing out (lava)
- püskürtme
- {i} spreading
- püskürtme
- (Nükleer Bilimler) ejection
- püskürtme
- (Tekstil) pulverization
- saldırıyı püskürtmek
- to repel an attack, to repulse an attack, to beat off an attack
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение püskürtmek в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Fışkırtmak
- Geri dönmek zorunda bırakmak
- Geri dönmek zorunda bırakmak: "Düşmanı, hem de kanadı kırık hâlimizle, hangi güçle geri püskürttük?"- H. Taner
- Hızla ve savurtarak çıkarmak
- töskürtmek
- püskürtme
- Sulu boya püskürterek çeşitli tonlarda yüzeyler elde etme tekniği veya bu teknikle yapılmış resim
- püskürtme
- Sıçramış, fırlamış
- püskürtme
- Püskürtülerek yapılmış
- püskürtme
- Püskürtmek işi
Связанные Термины
püskürtmek
Расстановка переносов
püs·kürt·mekПроизношение
Resimler
История
Избранное