püskürme

listen to the pronunciation of püskürme
Турецкий язык - Английский Язык
spout
spraying (something) from one's mouth
eructation
eruption; ejection; scattered about, splashed
eruption

More than 50 people died from the recent eruption. Volcanic rocks struck some victims in the head. - Son püskürmede 50'den fazla kişi öldü. Volkanik kayalar bazı kurbanların başına çarptı.

The eruption seems to be waning. - Püskürme azalıyor gibi görünüyor.

(moles) growing here and there on someone's skin
(Jeoloji) extrusion
(Jeoloji) burst
scattered about
spouting
spurt
ejection
solfatara
outburst
püskürme boya
spray paint
püskürme memesi
injection nozzle
püskürmek
spurt
püskürmek
belch
püskürmek
spew
püskürmek
spray
püskürmek
erupt
ateş püskürme
fulmination
mekanik püskürme
airless spraying
püskür
erupt

Mount Etna has erupted, showering Sicily in volcanic rock. - Etna dağı püskürdü, Sicilya'ya volkanik kaya yağdırıyor.

The Bárðarbunga is erupting in Iceland. - Bárðarbunga İzlanda'da püskürüyor.

püskürmek
to blow out liquid from one's mouth; (yanardağ) to erupt
püskürmek
blow out
püskürmek
to spray (something) from one's mouth
püskürmek
eructate
püskürmek
(for a volcano) to erupt
püskürmek
spout
püskürmek
(for a volcano) to spew out, spume forth (lava)
volkanik püskürme
volcanic eruption
Турецкий язык - Турецкий язык
Püskürmek işi
Yanardağın, duman, kül ve lav çıkarması, indifa
Sık ve tek tek benekler durumunda
(Osmanlı Dönemi) İSTİNSAR
indifa
erüpsiyon
püskürme benli
Bir arada irili ufaklı benleri olan
Püskürmek
(Osmanlı Dönemi) İNTİSAR
püskürmek
Patlarcasına dışarı vurmak
püskürmek
Ağzında bulunan bir sıvı veya toz durumundaki bir şeyi hızla savurtarak dışarı çıkarmak
püskürmek
Lav çıkarmak, indifa etmek
püskürmek
indifa etmek
püskürme
Избранное