oyuncak

listen to the pronunciation of oyuncak
Турецкий язык - Английский Язык
toy

He deprived my little sister of all her toys. - O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.

That factory makes toys. - O fabrika oyuncaklar yapar.

laughingstock
cinch
toy, plaything; cinch, child's play; laughingstock, plaything
putty
sport
trifling matter, unimportant thing
puppet, tool, pawn
plaything
toy, plaything
easy job, duck soup, child's play
tool

Tom got a toy hammer and toolbox for Christmas. - Tom Noel'de, oyuncak bir çekiç ve bir alet kutusu aldı.

gewgaw
trinket
oyuncak bebek
{i} doll

My brother gave me a cute baby doll. - Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

My brother gave me a charming baby doll. - Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

oyuncak araba
toy car

Fadil found a toy car in his backyard. - Fadıl arka bahçesinde bir oyuncak araba buldu.

This toy car runs on batteries. - Bu oyuncak araba akü ile çalışır.

oyuncak bebek
dolly
oyuncak bebek arabası
go cart
oyuncak at
hobby-horse
oyuncak bebek arabası
go-cart
oyuncak bebekler
dolls
oyuncak uçak
toy plane
oyuncak asker
toy soldier

The boy is playing with his toy soldiers. - Oğlan oyuncak askerleri ile oynuyor.

oyuncak askerler
tin soldiers
oyuncak at
hobbyhorse
oyuncak at
cockhorse
oyuncak ayı
teddy bear

Tom almost always falls to sleep at night hugging his teddy bear. - Tom neredeyse her gece oyuncak ayısına sarılarak uyuyakalır.

The little girl hugged her teddy bear. - Küçük kız oyuncak ayısına sarıldı.

oyuncak ayı rica ediyorum
I would like a teddy bear
oyuncak ayı ve ay
(Bilgisayar) teddy and moon
oyuncak bebek arabası
walking chair
oyuncak bebek evi
dollhouse
oyuncak bebek evi rica ediyorum
I would like a dollhouse
oyuncak bebek eviniz var mı
Do you have any dollhouses
oyuncak bebek gibi
dollish
oyuncak bebek gibi olma
dollishness
oyuncak bebek rica ediyorum
I would like a doll
oyuncak beşik
toy cradle
oyuncak düdük
tin whistle
oyuncak dükkanı
toy store
oyuncak evler
dollhouses
oyuncak fişek
toy torpedo
oyuncak gibi kullanılan kimse
plaything
oyuncak kutusu
toy box
oyuncak köpek
toy dog
oyuncak sandığı
toy chest
oyuncak tüfek
popgun
oyuncak yapı kovası
building kit
oyuncak yapı kovası rica ediyorum
I would like a building bucket
oyuncak yemek seti
dinnerware set
oyuncak yemek seti rica ediyorum
I would like a dinnerware set
oyuncaklar
(Bilgisayar) toys

He hid his toys under the bed. - Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.

Bill often plays with toys by himself. - Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.

bir tür oyuncak
skipjack
eklemleri hareketli oyuncak bebek
jointed doll
elektrik oyuncak
electrical toy
elektrik oyuncak arıyorum
I would like to see some electrical toys
elektrikli oyuncak
electric toy
elinde oyuncak olmak
putty in somebody's hands
elinde oyuncak olmak
(deyim) be made a cat's paw of someone
elinde oyuncak olmak
be putty in somebody's hands
elinde oyuncak olmak
to be putty in sb's hands
elinde oyuncak olmak
(deyim) be putty in someone's hands
erkek çocuğu için ilgi çekici bir oyuncak arıyorum
I would like an interesting game for a boy
eğitici oyuncak
learning toy
konuşan oyuncak
talking toy
küçük çocuk için oyuncak arıyorum
I'd like a toy for a small child
müzikli oyuncak
musical toy
otomatik oyuncak
clock toy
plastik oyuncak
plastic toy
salıncaklı oyuncak at
rocking-horse
tekerlekli salyangoz (oyuncak)
pull along snail
tekerlekli ve çekmeli oyuncak
pull-along toy
yürüyen ve konuşan oyuncak bebekleriniz var mı
Do you have any dolls that walk and talk
Турецкий язык - Турецкий язык
Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey
Önemsiz ve kolay iş
Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey: "Çocuğun elinde oyuncak bir köpek."- B. Felek. Önemsiz ve kolay iş
Başkalarınca bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan, güçsüz kimse
lubet
Английский Язык - Турецкий язык

Определение oyuncak в Английский Язык Турецкий язык словарь

toy oyuncak
(with ile) oynamak
oyuncak
Избранное