Do you know how to play mahjong?
- Mahjong oynamayı biliyor musun?
It is dangerous for children to play in the street.
- Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
He is fond of playing tennis.
- O, tenis oynamaya düşkün.
Certainly, I like playing cards.
- Kesinlikle,kart oynamayı severim.
She used to play poker with us.
- O, bizimle poker oynardı.
One thing you should know about me is that I play poker every Friday night.
- Benim hakkımda bilmen gereken bir şey her cuma gecesi poker oynamamdır.
O resimlerle oynanmış. - Those photos were doctored.- O fotoğraflar tahrif edilmiş.
I'm feeling a little frisky.
- Kendimi biraz oynak hissediyorum.
Don't toy with her affections.
- Onun duyguları ile oyun oynama.
You think you can toy with me, but I don't play games.
- Benimle oynayabileceğini düşünüyorsun ama ben oyun oynamam.
Bill often plays with toys by himself.
- Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.
Children play with toys.
- Çocuklar oyuncakları ile oynarlar.