Konuşmanı gizlice dinlemekten kendimi alamadım.
- I couldn't help but overhear your conversation.
Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.
- Tom overheard Mary talking about him.
Tom, Mary'nin John'a söylediğine istemeden kulak misafiri oldu.
- Tom couldn't help overhearing what Mary said to John.
Tom'la konuşmanıza kulak misafiri olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but overhear your conversation with Tom.
Sana kulak misafiri olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help overhearing you.