Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
- The dog jumped over the fence into the garden.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
- The party was all but over when I arrived.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
- It is not rare at all to live over ninety years.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Tom otuzun üstünde olmalıdır.
- Tom must be over thirty.
İlkbahar bitti ve yaz geldi.
- Spring is over and summer has come.
Tom sonunda okul yılının bittiğine memnun.
- Tom is glad the school year is finally over.
O, çok fazla iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
Tom çok fazla yediği için hastalandı.
- The reason Tom got sick was because he overate.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
- Tom carefully read over the contract.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
- There was a lot of food left over from the party.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
- I drank the milk that was left over from breakfast.
Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
- Tom could hear helicopters overhead.
Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
- The church is on the hill overlooking the city.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
O makaleyi tekrar tekrar okudu.
- He read the article over and over again.
Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
- I've told you over and over again not to do that.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.
- We talked about the question over a cup of coffee.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than one month to get over my cold.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Bölüm 14'ü okumanız gerekiyordu. O sizin hafta sonu boyunca ev ödevinizdi.
- You were supposed to read Chapter 14. That was your homework over the weekend.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
Ben eminim Tom onun üstünden aşacak.
- I'm sure Tom will get over it.
Ben onun üstünden tekrar gitmek istemem.
- I don't want to go over it all again.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
Ekim ayının bitmek üzere olduğuna inanabiliyor musun?
- Can you believe that October is almost over?
Bana sorarsanız bu tamamen abartılı.
- If you ask me, it's completely overblown.
Keşke bu tamamen bitse.
- I wish this was all over.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Yeniden başlayamazsın.
- You can't start over.
Yeniden başlamalıyım.
- I have to start over.
Tom her yere baktı ama gizli kapıyı bulamadı.
- Tom looked all over, but he couldn't find the secret door.
Bir taşa takıldım ve yere düştüm.
- I tripped over a stone and fell to the ground.
Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.
- What with overwork and poor meals, she fell ill.
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
- The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.
- There are over 2,500 types of snakes in the world.
Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.
- There are over 800,000 Basque speakers in the world.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Giysilerini zeminin her yerine bırakmaktan vazgeç.
- Stop leaving your clothes all over the floor.
Haber kasabanın her yerine yayıldı.
- The news spread all over the town.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
Bizim için artık yolun sonu.
- It's all over for us.
Sanırım o artık bitti.
- I think it's over now.
Oradaki yüksek binayı görüyor musun?
- Do you see that tall building over there?
Şuradaki yüksek binayı görüyorsun değil mi?
- You see that tall building over there, don't you?
Tom hafta sonu boyunca okumak için kütüphaneden bazı kitaplar ödünç aldı.
- Tom borrowed some books from the library to read over the weekend.
Tatil boyunca orada kamp yaptık.
- We camped there over the holiday.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Now, over to our man in Tokyo for an on-the-spot report.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
... Mr. Chairman, I turn this over to you, and thank you for the ...
... I'M GOING OVER TO HONEY BUNS TO HOOK US UP. ...