over the moon

listen to the pronunciation of over the moon
Английский Язык - Турецкий язык
çok mutlu
sevinçten uçan
Ay üzerinde
Çok sevinmiş, mutluluktan uçan
(deyim) cok sevinme
delighted
{s} mutlu

Benimle gelseydiniz mutlu olurdum. - I'd be delighted if you'd come with me.

İyi habere mutlu oldular. - They were delighted at the good news.

delighted
{s} keyifli

İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum. - I think people are delighted.

delighted
{f} hoşnut et
delighted
{s} hoşnut

Tom onu duyduğuna hoşnut olacak. - Tom will be delighted to hear that.

Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum. - I've always been delighted with the chinese culture.

be over the moon
(deyim) deli gibi sevinmek
delighted
kıvanmak
overjoyed
kanatlanmak
overjoyed
ağzı kulaklarında
to be over the moon
sevinçten uçmak
overjoyed
çok sevinçli
thrilled
{f} heyecanlan

Tom heyecanlanmış görünmüyor. - Tom doesn't look thrilled.

Herkes onun hikayesi tarafından çok heyecanlandı. - Everybody was thrilled by his story.

Be over the moon
mutluluktan uçmak
delighted
Memnun, mutlu, keyifli, hoşnut
overjoyed
çok memnun

Tom sonuçtan çok memnundu. - Tom was overjoyed with the result.

Tom bizi görmek için tam olarak çok memnun görünmüyordu. - Tom didn't seem exactly overjoyed to see us.

thrilled
heyecanlı
to be over the moon
üzerinde ay olmak
delighted
(sıfat) memnun, mutlu, keyifli, hoşnut
overjoyed
{s} sevincinden etekleri zil çalan
overjoyed
{s} aşırı sevinçli
overjoyed
neşe dolu
Английский Язык - Английский Язык
Delighted, thrilled

Winemakers are over the moon to be able to showcase the individual nuances within their vineyards.

thrilled
Extremely pleased and happy

When he sent me flowers and a note, I was over the moon.

(deyim) Very happy
delighted
overjoyed
over the moon

    Турецкое произношение

    ōvır dhi mun

    Произношение

    /ˈōvər ᴛʜē ˈmo͞on/ /ˈoʊvɜr ðiː ˈmuːn/

    Этимология

    [ 'O-v&r ] (adverb.) before 12th century. From the nursery rhyme Hey diddle diddle
Избранное