O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Tom seçkin bir iş yaptı.
- Tom did an outstanding job.
Ichiro olağanüstü bir beyzbol oyuncusu.
- Ichiro is an outstanding baseball player.
Maria olağanüstü bir mayonez yapar.
- Maria makes an outstanding mayonnaise.
Yalnızlık tüm göze çarpan insanların kaderidir.
- Loneliness is the fate of all outstanding people.
Onun matematikteki yeteneği çok iyi.
- His ability in mathematics is outstanding.
10 dolarlık ödenmemiş bir borcum var.
- I have an outstanding debt of 10 dollars.