Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
- Tom put his hat on and went outside.
Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
- Could we have a table outside?
Bu alanın dışında yürümeyin.
- Do not walk outside this area.
İstasyonun dışında eski bir arkadaşıma rastladım.
- I ran into an old friend of mine outside the station.
Bu kapı sadece dışarıdan açılır.
- This door is opened only from outside.
Onu dışarıdan yapabilirsin.
- You can do it from outside.
Sami, polis tarafından bir benzin istasyonunun dışında fark edildi.
- Sami was spotted by police outside a gas station.
Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
- The outside of the castle was painted white.
Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.
- Fadil's job kept him removed from the outside world.
Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
- The wall is white on the outside and green on the inside.
Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
- The outside of the castle was painted white.
Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
- Innovators think outside the box.
Bunu dışarı götürelim mi?
- Shall we take this outside?
Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.
- Because of yesterday's heavy snow, the ground is very slippery. As soon as I stepped outside, I slipped and fell on my bottom.
Benimle dışarıya gel.
- Come outside with me.
Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
- Could we have a table outside?
TV izleme yerine dışarıda oynayın.
- Play outside instead of watching TV.
Tom'un arabasını deponun dışına park edilmiş gördüm.
- I saw Tom's car parked outside the warehouse.
Bu odanın dışına çıkamazsın.
- You're not allowed outside this room.
Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.
- Please put your waste in the bins outside.
Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.
- Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts.
She's going to the Outside for Christmas.
Our CO must have gotten out of bed on the wrong side, for he gave the whole company hell for their poor morale, dirty barracks, etc.
Jane Green lives outside New York City with her husband and children.
I slept outside last night.
Hepaticology, outside the temperate parts of the Northern Hemisphere, still lies deep in the shadow cast by that ultimate closet taxonomist, Franz Stephani—a ghost whose shadow falls over us all.
The first pitch is ... just a bit outside.
Outside of winning the lottery, the only way to succeed is through many years of hard work.
My shirt was on wrong side out.