Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Bunun için tam olarak hazır değilim.
- I'm not completely prepared for this.
Tam olarak emin değilim.
- I'm not completely sure.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
- I'm totally and completely in love with you.
O bütünüyle yanlış değil.
- This isn't completely wrong.
Ben bunu bütünüyle onaylıyorum.
- I completely approve of this.
Biz düpedüz gafil avlandık.
- We were completely taken by surprise.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
I'm sure most of the people in this room will share the same view, but even as an out-and-out atheist one can't help noticing that the role of a god has had an enormously profound impact on human history over many, many centuries.